18 Mayıs 2008 Pazar

Yol arkadaşım üzerine yapilan roportajdan fotograflar


Yol arkadaşımdan Fotograflar!



Ege'deki sistemi sorguluyor...

Dizi furyası ne zaman başladı diye düşünürken, soluksuz izlediğim ilk dizinin 'Asmalı Konak' olduğuna karar verdim. İlk bölümünden itibaren milyonları ekrana kilitleyen 'Asmalı Konak', modern ağalık düzeninin kapılarını da bize açmış oldu. Devasa evlerinde bütün aileleriyle birlikte yaşayan Doğu'nun ağalarının iç yüzlerini görmemize sebep oldu. O kadar uzun zaman ataerkil ve feodal düzeninin gölgesinde saklanmışlardı ki, hepimiz için başka bir dünyanın kapıları açıldı. 'Asmalı Konak'la başlayan ağalık maceramız 'Sıla' ile devam ediyor bir bakıma...

KENDİ TOPRAĞI

'Asmalı Konak'ın başarısındaki en önemli isim ise bu hafta bambaşka bir yapımla çıktı karşımıza... Çağan Irmak imzalı 'Yol Arkadaşım', iyi de bir başlangıç yaptı. Ege çocuğu Çağan Irmak, bu sefer Peri Bacaları'nın büyülü atmosferinden uzakta... Bir Ege köyünde, Egeli bir ailenin içinde sakladığı dramı ortaya çıkaracak... Sinema filmi 'Babam ve Oğlum'da yarattığı sıcak atmosferle büyük bir başarıya imza atan Irmak, kendi bildiği toprakların hikayesini bu sefer uzun uzun anlatıyor. Ancak yine de toplumsal olaylardan kopmuyor Çağan Irmak. Dizinin ilk bölümünde hikayenin içine sızdırılan işçi hareketleri önümüzdeki bölümlerde daha bir ön plana çıkıyor belli ki! Ağaların feodal sistemini ayrıntılarıyla gözler önüne sermekten çekinmeyen yönetmen, bu sefer de sevimli şiveleriyle tanınan, etliye sütlüye bulaşmayan Efeler'i mercek altına alıyor, kapitalist sistemi inceden inceye eleştiriyor.
Acımasız sistemin sadece Doğu'da değil, Batı'da da işlediğini anlatıyor. Ortaokulda sınıf arkadaşıyla yürüdü diye dayak yiyen ve büyük şehre sürgün edilen öksüz Ayla'nın modern dünyada karşılaştığı zorlukları irdelerken 'aldatılan' kadını sorguluyor.
atv'nin sevilen dizisi Limon Ağacı'nda kulağımızın iyiden iyiye alıştığı Ege şivesi, 'Yol Arkadaşım'ın da en sevimli yanını oluşturuyor. Özellikle İstanbul'da büyüyen Eylül'ün konuşulanları anlamakta zorlanması insanın yüzünde bir tebessüm bırakıyor.

SIKI BİR RAKİP

Çağan Irmak, yine köyle şehir hayatı arasında kalmış, ruhu özgür kendi duvarlar arasında sıkışmış insanları taşıyor beyazcama... Ayla'nın İstanbul'daki patronuyla yaptığı konuşmayı milyonlarca insan, her gün aklından geçiriyor.
Oyuncu seçimleri ise her zamanki gibi muhteşem. Babaanneden, sütanneye, amcadan evinin gelinine kadar herkes başarılı. Özge Özberk için ise söyleyecek kelime bulamıyorum. Özelikle kendisini aldatan eşinin yakasına yapıştığı an, gözünden gerçekten alev çıkıyordu.
Belki yeni bir Asmalı Konak çıkmaz ama izlediğimiz bir sürü yapıma ciddi bir rakip geldiğini düşünüyorum...

Nilgün K. Tahmaz /TAKVİM

Yol arkadaşım üzerine...

Çağan Irmak imzalı ve piyasamızın genç yönetmenlerinden Irmak Çığ'ın yönetiminde "Yol Arkadaşım" Kanal D'de başladı. Jenerik müziği sizi bir masal dünyasına götürüyor. Hani saf duygular diye bir laf vardır, tertemiz, bembeyaz işte öyle bir duygu... Tabii akordeon bu olayı sağlıyor. Genelde bizim jenerikler çatık kaşlıdır, kıskançlık, entrika, aldatma endeksli dizilerimiz olduğundan, izleyiciye jenerikte "bak geliyorum haaa" der müzik. Bu dizi böyle değil. Yaşamın bir anında hiç de hoş olmayan bir geri dönüşün hikâyesini aslında, çok güzel tarif ediyor. Bu enstrüman seçimi çok yerinde olmuş. Yani akordeon...
Küçük ayrıntıların yan yana gelmesidir hayata dair güzellikler. Büyük aşklar, büyük hayaller hikâyedir. Dizide benim en çok hoşuma giden ayrıntılarda olabildiğince kalabilmesi. Bakışlarda, seçilen mekânlarda bu ayrıntılar yan yana getirilmiş.
Çağan Irmak "keskin" liği sevmeyen bir sinema adamı. "Çemberimde Gül Oya"da mesela böyleydi. Burada da onu tanıyan hem bu dizide hem de "Babam ve Oğlum" da onun sağ kolu olan bir isme yönetmenliği teslim etmiş; Irmak Çığ. Nitekim bu dizide de hissediliyor aynı durum.
Cast seçimi genel olarak gayet iyi. Ama örneğin Suat karakterinin dublajı zayıf. Yani o ses o yüze yakışmamış.
Ege yöresinin şivesi üzerine ahkam kesecek halim yok. Ama kulağıma hani dizide tam oturmamış gibi geldi, bir yapaylık var. Dizi ile ilgili ilk yorumları okudum. Bu yörede oturduğunu (hatta köyünde) bir izleyici de aynı şeyi yazmış. "Babam ve Oğlum"daki başarıdan uzak olduğunu söylemiş.
Ben hikâyeyi sevdim. Belki de bir kaçmanın ve başka bir yerde yeniden başlamanın içimdeki heyecanını uyandırdığı için sevdim...
Bu arada anlaşıldı, olayların orta yerine Suat ve Ayla geliyor. Bu ikilinin arasına Sertaç da mutlaka daha etkin bir şekilde katılacak.

Yol Arkadaşımla ilgili Roportaj

Röportaj: Demet ÖZDEMİR

Kanal D'de başlayacak " Yol Arkadaşım" dizisi Babam ve Oğlum filmine benzerliğiyle dikkat çekiyor.


12 Mayıs pazartesi günü Kanal Dde, senaryosunu Çağan Irmakın yazdığı, Irmak yönetmenliğini üstlendiği Yol Arkadaşım adlı yeni bir dizi başlıyor. Dizinin başrol oyuncusu Özge Özberk, pu proje için iddialı konuştu: Bu dizi sayesinde 'Babam ve Oğlum'daki kahkahayla karışık gözyaşı tadını daha uzun süre yaşama şansımız olacak?

POLAT BİLGİN

Çağan Irmak adı projeyi kabul etmeme yetti

Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne düşündünüz?

- Çok sıcak ve çok gerçekti. Yaşamın hız ve karmaşası içerisinde, kendimizi kaptırdığımız çoğu zaman anlamsız çabalardan bir an olsun uzaklaştığımızda, neleri keşfedebileceğimizi fark ettim.

Dizinin "Babam ve Oğlum" filmini anımsattığını düşünüyor musunuz?

- "Babam ve Oğlum", Türk sinemasının en önemli filmlerinden biri... "Yol Arkadaşım" da Ege?de geçiyor, ama onun dışında bir benzerlik taşımıyorlar.

Peki "Yol Arkadaşım"ı diğer dizilerden ayıracak olan ne?

- Ben rolümü, yani işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Burada amaç farklılık yaratmak değil, işini en iyi şekilde yapmak olmalı... Çok iyi yazılmış bir senaryomuz var ve hepimiz işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz.

Bu bir Çağan Irmak projesi... İlk kez mi Çağan Irmak projesinde yer alıyorsunuz?

- Evet. Zaten Çağan Irmak adı bile projeyi kabul etmem için yeterliydi. Onun yazdığı bir projede çalışmak benim için çok heyecan verici. Senaryo öylesine güzel yazılmış, hikáye öylesine güzel anlatılmış, karakterler öylesine gerçek ve ince ince işlenmiş ki, bana kalan sadece bunu en iyi şekilde canlandırmak. Dizi ve kamera oyunculuğunda çok fazla deneyimim yok ama ilk kez bu kadar kusursuz yazılmış bir senaryo okudum. Sadece senaryoyu okumak bile bir keyifti.

Dizide çocukluk aşkını unutamayan Suat karakterini canlandırıyorsunuz. Sizin çocukluk aşkınız oldu mu, hatırlıyor musunuz?

- Oldu, olmaz mı? Çocukluk aşkları gerçekten unutulmuyor.

SİNAN TUZCU

Aldatmak çağın yarattığı sosyal problem

Sinan Bey, canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz?

- Sertaç iyi eğitim görmüş, başarılı bir mimar. Kızını ve ailesini çok seven fakat her insanda olabilen hassas noktalara sahip bir karakter. Kızı ve karısı hayatındaki en önemli noktayken, nasıl olduğunu bilemediği bir hatayla onları elinden kaçırma noktasına gelmiş. Ve o noktaya gelince durumun yanlışlığını fark ediyor.

Aldatma hem dizilerde hem de gerçek hayatta belirgin şekilde arttı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bütün dünyada tüketim hızı o kadar arttı ki... Elbette toplumumuzun ilişki düzenini de bu hızlı yaşam şartları etkiliyor. Sosyolojik yapımız gereği aile düzeni ve sistemine bağlı bir yapımız olsa da çoğu zaman yaşamdaki dengeleri bu yönde kuramıyoruz. Çağın yarattığı en önemli sosyal problem sanırım bu.

Erkekler neden aldatır sizce?

- Aldatmak; kadın, erkek, evli, bekar ayrımlarına ait olmamalı. Erkekler kadar kadınların da hataları olduğunu düşünüyorum.

Yine diziye dönersek, Sertaç karısını yeniden kazanmak için neler yapacak?

- Sertaç hepimizin yaşayacağı duyguları yaşayacak. Kötü karakter ya da bir canavar olmayacak! Hata yapmış bir insan. Her şeyden önce hatasını telafi etmek için önce kendisine, sonra da karısı Ayla?ya kalbini açmalı. Bu hatalarla yüzleşmeli. Ayla?nın onu affedip affetmeyeceğini bilemiyorum.


ÖZGE ÖZBERK

Komedi ve dram aynı dizide

Öncelikle bize bu projeden biraz bahseder misiniz?

- Bu, hayatın gerçek duygularını seyirciye yansıtmayı başarabilecek ve güçlü oyuncu kadrosuyla izleyenleri ekrana kilitleyecek çok keyifli bir dizi. n Çağan Irmak dönem dizileriyle öne çıkmış biri. Bu dizi hangi zaman diliminde geçecek?

- Dizi günümüzde geçiyor.

Hikáye, izleyenlere ne vermeyi amaçlıyor?

- Hikáyemizde sevgi, aile bağları ve kararlılık var. Hayata tutunmayı amaçlayan herkes için bir umut olacak. Seyirci duygusallık ile komediyi aynı anda hissedebilecek.

Dizi, senaryosu ve hikáyenin geçtiği mekán (Ege) olarak "Babam ve Oğlum" filmini anımsatıyor. Burada da filmdeki gibi bir eve dönüş hikáyesi var. Sizce farklılıkları ne olacak?

- Bu proje dizi olduğu için, "Babam ve Oğlum"da tadı damağımızda kalan kahkahayla karışık gözyaşlarını daha uzun süre yaşama şansımız olacak. Birçok duyguyu aynı zamanda yaşayabileceğimiz keyifli bir Ege dizisi bu... Hem yüzümüzde bir gülümseme yaratacak hem de biraz canımızı yakacak.

Dizi Ayvalık?ta geçiyor. Uzun süre burada kalıp kamp kuracak, İstanbul?dan uzak kalacaksınız. Ne hissediyorsunuz?

- Ailemden ayrı kalmak üzücü ama ortaya kaliteli bir iş çıkacağı için içim rahat.

Biraz da sizin canlandırdığınız Ayla karakterinden söz edelim...

- Ayla duygusal biri, aynı zamanda da çok güçlü... Çocukluğunda yaşadığı zorluklardan sonra rahat bir hayatı olmuş, fakat oluşturduğu her güzel şey bir anda yıkılıp her şeye sil baştan başlamak zorunda kalmış. Bu zorluklar karşısında kızı uğruna büyük fedakárlıklar yapan güçlü bir anne profili...

İstanbul?da yaşarken kızıyla kasabaya dönen bir kadın Ayla. Ne gibi zorluklarla karşılaşacak?

- Çocukluğunda sorunlar yaşadığı ve terk ettiği bir çevrede yıllar sonra yeniden var olmaya çalışacak, ama bu sefer yanında kızı da var. Belki de ilk defa hayatta bir duruşu olacak ve kızını korumak için kendisini yeniden var etmesi gerekecek.